Beşiktaş tribünleri ayakta. Uğultular kulakları sağır ediyor. Kapalı başlıyor tezahürata. Binlerce ağızdan gökyüzüne yükseliyor o muhteşem ses: “Siyaaah!
Ve karşılık geliyor diğer taraftan: “Saarıııı!”
Anında susuyor herkes. Çıt çıkmıyor stadda. Oyun da duruyor.
Ne kapalı anlayabiliyor bunu, ne de açık bölümde aynı anda aynı hatayı yapan on bin kişi.
Sadece birbirlerine bakınıyorlar aval aval!
12 Mart 2009 Perşembe
FossurGama Sunar: Ortopedik Mortopedik
Ameliyattayız. Doçent Hakan Irak, özenle kestiği yerden kırık diz kapağını ayırmaya çalışıyor. Yardımcısı Sevtap ve hemşire Tülin de bacağı tutup, deriyi kaldırarak yardımcı oluyorlar ona. Kemik pensin ucunda dışarı çıkıyor.
“Lütfen tutar mısınız Sevtap hanım,” diyerek yardımcısına uzatıyor Hakan bey. Ve Sevtap kemiği eline alır almaz da var gücüyle bağırıyor. “Laaadeees!”
“Ay!” diyerek kırık diz kapağını savurup atıyor elinden Sevtap doktor. “Hay Allah yaaa! Vallahi de billahi de unutmuşum. Ha ha ha!”
Kemik duvara çarpıp yerde yuvarlanırken onlar kakara kikiri gülmeye devam ediyorlar.
“Lütfen tutar mısınız Sevtap hanım,” diyerek yardımcısına uzatıyor Hakan bey. Ve Sevtap kemiği eline alır almaz da var gücüyle bağırıyor. “Laaadeees!”
“Ay!” diyerek kırık diz kapağını savurup atıyor elinden Sevtap doktor. “Hay Allah yaaa! Vallahi de billahi de unutmuşum. Ha ha ha!”
Kemik duvara çarpıp yerde yuvarlanırken onlar kakara kikiri gülmeye devam ediyorlar.
FossurGama Sunar: Bir Şey!
Belinden üçüncü kez hamle yaptıktan sonra sıkıntıyla suratını buruşturup karısına bakıyor Necati. “Hayatım,” diyor. “Girmiyor. Bir şey var…”
“Aaaa, tüh,” diye elini alnına vuruyor Tülin. “Bugün şey yaptım da, içerde unutmuşum şeyi. Hay Allah! Kafa işte…”
“Aaaa, tüh,” diye elini alnına vuruyor Tülin. “Bugün şey yaptım da, içerde unutmuşum şeyi. Hay Allah! Kafa işte…”
FossurGama Sunar: Yukarıdan Gelen
Kalabalığın akışında durmuş, ağızlarından soluklar saçarak birbirine bakan bir çift var. “Bırak yakamı, bıraak! Yeter artık be!” diye çığlık atıyor kadın. Ve “Ulan, seni yaşatmam lan, öldürürüm lan seni, Allahıma öldürürüm,” diyor adam. Kalabalık haşırt, diye açılıyor iki taraftan da. Elinde ucu açık bir çakı tutuyor adam ve pörtleyen gözlerindeki öfke, ortaya koyduğu tehdidi gerçekleştirmeye oldukça yakın olduğunu gösteriyor.
O sırada, ansızın bir koyun iniyor yanlarına.
Bir koyun!
Meliyor ve çifte bakıyor huzur dolu bir suratla.
Orada, olaya bir şekilde şahit olmuş herkes bakışlarını gökyüzüne kaldırıyor, ardından tekrar koyuna indiriyor ve bu işte çok büyük bir yanlışlık olduğunu düşünüyorlar. Hem de çok!
O sırada, ansızın bir koyun iniyor yanlarına.
Bir koyun!
Meliyor ve çifte bakıyor huzur dolu bir suratla.
Orada, olaya bir şekilde şahit olmuş herkes bakışlarını gökyüzüne kaldırıyor, ardından tekrar koyuna indiriyor ve bu işte çok büyük bir yanlışlık olduğunu düşünüyorlar. Hem de çok!
FossurGama Sunar: Anlık Şeysiler: Fal
Kadınların toplandığı bir salon canlandırın gözünüzde. Yaşlıca bir kadın, elinde bir kahve fincanı, dikkatle bakıp, gördüğü dedikoduları aktarıyor pastaları, çörekleri ağızlarına tıkıştırmış merakla kendisini dinleyen kadınlara. Evet, yanlış duymadınız, geleceği değil, mahalleden dedikoduları!
Ha ha!
Ha ha!
FossurGama Sunar: Kızı Alacak
Aşağıda en az iki yüz kişi toplanmış, var güçleriyle bağırıyorlar. “Bu kızı alacaz başka yolu yok!” Yumruklar havada, sokak hıncahınç dolu. Bazı esnaf kepenklerini indirmiş, çekilmiş ortalıktan
Az sonra bir başka slogan başlıyor. “Büyük Ayten kızını Cemal’e Ver!”
Perdeyi az aralamış bakan adam Peri’nin babası Hasan bey. Salonun kuytularında, ortalıktan yokolmak istercesine büzüşmüş ağlayan karısı Ayten’e dönüp, “Eşşeoğlueşşeğin de ne arkadaşı varmış be,” diyor. “Bir şeyler yapmak lazım hanım. Bu işi bırakacakları yok. Konu komşuya rezil olduk. Versek mi acaba kızı?”
Bir şey demiyor. Gözlerini kapatıp, koltuğa çökerek ağlamaya devam ediyor Ayten hanım…
Az sonra bir başka slogan başlıyor. “Büyük Ayten kızını Cemal’e Ver!”
Perdeyi az aralamış bakan adam Peri’nin babası Hasan bey. Salonun kuytularında, ortalıktan yokolmak istercesine büzüşmüş ağlayan karısı Ayten’e dönüp, “Eşşeoğlueşşeğin de ne arkadaşı varmış be,” diyor. “Bir şeyler yapmak lazım hanım. Bu işi bırakacakları yok. Konu komşuya rezil olduk. Versek mi acaba kızı?”
Bir şey demiyor. Gözlerini kapatıp, koltuğa çökerek ağlamaya devam ediyor Ayten hanım…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)