Zafer denen adam, otostop yapan kızı arabasına alalı on dakika ya olmuş ya olmamıştır. Bu süre zarfında bir şeyler konuşmuşlar, hatta kız birkaç kere gülmüştür bile. Sorar Zafer fırça gibi saçlarını geriye atmaya çalışarak. “İşin var mı şimdi? Bizim eve gitmeye ne dersin?” Bıyıklarının altında ıslak ıslaktır dolgun dudakları.
Asılır kızın yüzü hafif. “Yok, benim şeye gitmem lazım.”
“Neye gitmen lazım.”
“… Eve gidicem.” Kesin ve aksidir kızın ses tonu.
“Tamam, sorun değil,” der Zafer ve uzanıp paneldeki büyükçe bir düğmeye basar.
Birden yüksek bir zırıltı eşliğinde tavan açılmaya başlar.
“Naapıyorsun?” der kız, kendince havanın soğuk olduğunu ima etmeye çalışarak.
Ama cevap vermez Zafer. Önündeki yola kilitlemiştir gözlerini.
Ve birden müthiş bir hızda havaya fırlar kızın koltuğu, altındaki yayın boşalışıyla. Haykırış gökyüzünün mavisine karışır. Kız yandaki araziye doğru uçar gider ve yavaşlayıp döndürür Zafer arabayı. Başka bir hatun bulabilme umuduyla yeniden üniversite çıkışına doğru yönlenirken koltuk da gıcırtılarla yerine oturmaktadır…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder