“Ağbi be bi liran var mı be ağbi, Allah rızası için...”
“Hesap numarını ver, oraya yatıracağım...”
“Gerizekalılar, köpekler, şerefsizler, iğrenç yaratıklar... Allah belanızı versin e mi! Allah belanızı versin!...”
Delice alkışlar meydanda toplanmış kalabalık.
Köpek kendisine delice hırlamaya başlayınca mutfaktaki telefona yönelir hemen Murat bey.
“Alaattin, yine köpekleri karıştırmışız yahu, ha ha ha...”
“Ben karısıyım Murat bey, kocam az önce öldü, köpeğiniz de uyutuldu...”
Zapazoort, zoooot, pıssss, zaaart!
Sakin bir şekilde, kollarını önünde kavuşturmuş bekleyen yönetici sonunda konuşuyor:
“Eveet, artık toplantıya başlayabiliriz sanırım...”
Bir türlü osuramayı başaramamış, satış departmanından Haluk bey de kravatını düzeltip yerine oturuyor...
“Öp beni!”
“Ağzım dolu.”
“Arkadaşım, lütfen aşağı inip bir daha bin. Dolmuşa sol ayakla binilmez!”
“DVD’ye insan da yazabiliyormuşsunuz, doğru mu?”
“Hayır, sadece kedi.”
“Siz de mp3 dinleyin lütfen. Oda orkestrasıyla otobüse binip insanları rahatsız etmeye hakkınız yok.”
“Ama onlar için de bastım akbili, sorun ne, anlayamıyorum.”
24 Ağustos 2008 Pazar
21 Ağustos 2008 Perşembe
FossurGama Sunar: Evdeki Huzur
İtfaiye erleri alevlere boğulmuş eve dalar kapıyı kırarak. Sonra durup bakarlar soğukkanlı bir şekilde, o acayip manzaraya: Bir sürü budist bağdaş kurmuş huzurlu huzurlu yanmaktadır.
“Hımm, iş icabı yakmışlar evi, gidelim,” der şef.
“Boşu boşuna geldik buraya kadar be,” der yardımcısı…
“Hımm, iş icabı yakmışlar evi, gidelim,” der şef.
“Boşu boşuna geldik buraya kadar be,” der yardımcısı…
8 Ağustos 2008 Cuma
FossurGama Sunar: Garson!
Garson masadaki kalantor zatın önüne bonfilesini getirir. Yerleştirir tabağı ve bekler. Adam elini cebine sokup çıkarttıktan sonra garsonun ağzına doğru uzatır. “Al oğlum!” İştahla eğilip, o şişman elde ufacık kalan şekerleri yalayıp yutar garson ve sevinç içinde lokantanın içine doğru rüzgar gibi uzaklaşır.
FossurGama Sunar: Adın Ne Senin Oğlum?
Açılan kapıdan içeri dalıp, hızlı hızlı soruyor takım elbiseli adam. “Hastamız nerede?”
Elinde ağır bir çanta var. Keli yağlanmış gibi parlıyor. Yanında ince uzun, asistanı olduğu belli olan, kaytan bıyıklı bir tip daha var.
Evlerine bir kurtarıcı gönderilmişçesine bir coşkuyla “Buyrun doktor bey, ah ah, buyrun, hemen şu odada,” diyor kadın ön tarafa geçip telaşla yürürken. “Şeey, bir şey içer misiniz?”
“Yok istemez, acelemiz var zaten.”
Kapı açılıyor. İçeri doluşuyorlar. Orada, dönüp ziyaretçilere bakan saçı sakalı birbirine girmiş adamın, hafızasını yitirdiği boş bakışlarından belli oluyor.
“Bu mu?” diyor doktor kadına bakarak.
“Evet doktor bey.”
“Hımm,” diyerek ilerliyor doktor. Hastanın yanına kadar gelip bir anda, dizini taşaklara gömecekmiş gibi yaparken “Müüipck!” diye bir ses çıkarıyor.
Hafızasını kaybetmiş adam öne doğru bükülüp korkuyla bakıyor ona.
“Adın ne senin oğlum?” diyor Doktor birden.
“Burak,” diyor hasta kafasını, sanki alnına at sineği konmuş gibi sallayarak. “Evet, Burak, Burak’ım ben.”
Dönüp hızla kapıya varıyor Doktor, çantasını alıp “Hadi Altan, gidelim artık,” diyor. “İyi günler Aygül hanım.”
Elinde ağır bir çanta var. Keli yağlanmış gibi parlıyor. Yanında ince uzun, asistanı olduğu belli olan, kaytan bıyıklı bir tip daha var.
Evlerine bir kurtarıcı gönderilmişçesine bir coşkuyla “Buyrun doktor bey, ah ah, buyrun, hemen şu odada,” diyor kadın ön tarafa geçip telaşla yürürken. “Şeey, bir şey içer misiniz?”
“Yok istemez, acelemiz var zaten.”
Kapı açılıyor. İçeri doluşuyorlar. Orada, dönüp ziyaretçilere bakan saçı sakalı birbirine girmiş adamın, hafızasını yitirdiği boş bakışlarından belli oluyor.
“Bu mu?” diyor doktor kadına bakarak.
“Evet doktor bey.”
“Hımm,” diyerek ilerliyor doktor. Hastanın yanına kadar gelip bir anda, dizini taşaklara gömecekmiş gibi yaparken “Müüipck!” diye bir ses çıkarıyor.
Hafızasını kaybetmiş adam öne doğru bükülüp korkuyla bakıyor ona.
“Adın ne senin oğlum?” diyor Doktor birden.
“Burak,” diyor hasta kafasını, sanki alnına at sineği konmuş gibi sallayarak. “Evet, Burak, Burak’ım ben.”
Dönüp hızla kapıya varıyor Doktor, çantasını alıp “Hadi Altan, gidelim artık,” diyor. “İyi günler Aygül hanım.”
FossurGama Haberler
Otobüsü Özel İşleri İçin Kullandı
Belediye otobüsünü özel işleri için kullanan on yıllık İETT şöförü A. Kılınç açığa alındı. Her sabah otobüsü Gevder mahallesine sokup anneannesi Hamine hanım ve birkaç arkadaşının kulunçlarını ezdiği tespit edilen A. K., haksızlığa uğradığını, daha sonra arabayı hızlı kullanıp duraklara tam vaktinde yetiştiğini belirtti.
FGH – İstanbul
Aç Aç Vakası
Ankara Ayrancılar’da Sevindik İlkokulu’na aç aç getiren öğretmen K. Saklık tutuklandı. Böyle organizasyonların öğrencilere motivasyon sağladığını ve notlarını yükselttiğini iddia eden hocalarına destek veren ilkokullu çocuklar, öğretmenleri polis amcalar tarafından götürülürken ağladılar ve akabinde çıplak oturma eylemi yaparak velilerini ve hükümeti protesto ettiler. Okul müdürü de çıplak oturma eylemine katılınca, gazeteciler müstehcen görüntü nedeniyle çekim yapamadı. Sinirlenen medya mensupları, itirazlarını yanlış anlayıp çıplak çıplak kendilerine girişen ve bazılarını altına alıp şaapıyormuş gibi fotoğraf çektiren müdür Ş. Örnek’ten şikayetçi oldular.
FGH – Ankara
Kısmet İşte
Ümraniye’de Kısmet Milli Piyango Bayisi ilginç bir yeniliğe imza atarak müşteri sayısını üçe katladı. Akil hoca tarafından okunmuş üflenmiş olarak müşteriye sunulan biletler kapış kapış gidiyor. Bu promosyonun ay sonuna kadar süreceğini söyleyen bayi yetkilileri bir sonraki ay da her biletin yanında dört yapraklı bir yonca verileceğini belirttiler.
FGH - İstanbul
Heykel Sergisine Baskın
AvvanGarden’da, Cabbar Halis özel koleksiyonu olarak sergilenen Yeraltı Muşmulası konseptli heykel sergisine bir ihbar üzerine baskın düzenleyen polis şaşırtıcı bir manzarayla karşılaştı. Heykeltraşın protestolarına ve darb teşebbüsleri de içeren engelleme girişimlerine rağmen bazı heykelleri balyozla kırmayı başaran emniyet gücü mensupları içeriden canlı insanlar çıkınca hayretler içinde kaldılar. Cabbar Halis’le birlikte karakola götürülen heykel mahkumları oraya kendi istekleriyle girdiklerini, Cabbar beyin kendilerine açılan deliklerden su ve yiyecek verdiğini, böylesine yüce bir sanat için her türlü eziyete katlanacaklarını belirtince olay tatlıya bağlandı.
FGH - İstanbul
Depresyon Kitabı Toplatıldı
Depresyonla ilgili çözümler içeren “Siz ve Bin Yemişin Suyu” adlı kitabın sonunda, kapağın içinde özel bir mahfazaya yerleştirilmiş küçük silahlar bulununca eser piyasadan toplatıldı ve yayınevi hakkında, insanları intihara teşvik etmek suçundan tahkikat başlatıldı. Yazar B. Sur, “İnsanlar bu kitabı okuyup hâlâ sorunlarına bir çare bulamamışsa ölsünler daha iyi,” diyerek tüm ülkede yeni bir tartışmaya ön ayak oldu. Psikiyatrlar Birliği Başkanı Hamdi Ab ise bu isteme yanıt olarak, “Biz olaya başka bir açıdan bakıyoruz, kitap berbat, bu halde merak etmek de hakkımız, acaba yayınevi kendisine para öderken zarfa silah da koydu mu, çünkü kesinlikle kullanmalı. Belki kendisi depresyonda değil ama kötü bir yazar,” dedi. Yazar B. Sur ise sabaha karşı evinde ölü bulundu. Hamdi Ab bu gelişmeler üzerine tutuklanıp, intihara teşvik edici konuşma yapma suçuyla mahkemeye sevkedildi.
FGH - Ankara
Hazine Nerede?
Ellerindeki haritanın azizliğine uğrayıp şehir hatları vapurunun alt kısmında altın aramaya kalkan iki kafadar bir faciaya yol açtı. On kişi kayıp, hazine avcıları da dahil yedi kişi ölü ve sinir krizi geçiren elli yedi bin duyarlı kişi mevcut. Belediye ekiplerinin elli balık adam ve yetmiş levrek kullanarak gerçekleştirdiği özel operasyon sonucunda enkaz dışarı çıkarıldı ve vapuru batırıp kendileri de telef olan ikilinin elindeki harita da ele geçirildi. Hazinenin yerinin resmen vapur resmiyle temsil edildiği görülünce ise enkaz bir gün içinde yok oldu. Ertesi gün İngiltere’de British Museum’da sergilenmeye başlayan vapurla ilgili bilgilerin Ergenekon dinlemelerine takılıp Avrupalı makamlara aktarıldığı düşünülüyor.
FGH - İstanbul
Belediye otobüsünü özel işleri için kullanan on yıllık İETT şöförü A. Kılınç açığa alındı. Her sabah otobüsü Gevder mahallesine sokup anneannesi Hamine hanım ve birkaç arkadaşının kulunçlarını ezdiği tespit edilen A. K., haksızlığa uğradığını, daha sonra arabayı hızlı kullanıp duraklara tam vaktinde yetiştiğini belirtti.
FGH – İstanbul
Aç Aç Vakası
Ankara Ayrancılar’da Sevindik İlkokulu’na aç aç getiren öğretmen K. Saklık tutuklandı. Böyle organizasyonların öğrencilere motivasyon sağladığını ve notlarını yükselttiğini iddia eden hocalarına destek veren ilkokullu çocuklar, öğretmenleri polis amcalar tarafından götürülürken ağladılar ve akabinde çıplak oturma eylemi yaparak velilerini ve hükümeti protesto ettiler. Okul müdürü de çıplak oturma eylemine katılınca, gazeteciler müstehcen görüntü nedeniyle çekim yapamadı. Sinirlenen medya mensupları, itirazlarını yanlış anlayıp çıplak çıplak kendilerine girişen ve bazılarını altına alıp şaapıyormuş gibi fotoğraf çektiren müdür Ş. Örnek’ten şikayetçi oldular.
FGH – Ankara
Kısmet İşte
Ümraniye’de Kısmet Milli Piyango Bayisi ilginç bir yeniliğe imza atarak müşteri sayısını üçe katladı. Akil hoca tarafından okunmuş üflenmiş olarak müşteriye sunulan biletler kapış kapış gidiyor. Bu promosyonun ay sonuna kadar süreceğini söyleyen bayi yetkilileri bir sonraki ay da her biletin yanında dört yapraklı bir yonca verileceğini belirttiler.
FGH - İstanbul
Heykel Sergisine Baskın
AvvanGarden’da, Cabbar Halis özel koleksiyonu olarak sergilenen Yeraltı Muşmulası konseptli heykel sergisine bir ihbar üzerine baskın düzenleyen polis şaşırtıcı bir manzarayla karşılaştı. Heykeltraşın protestolarına ve darb teşebbüsleri de içeren engelleme girişimlerine rağmen bazı heykelleri balyozla kırmayı başaran emniyet gücü mensupları içeriden canlı insanlar çıkınca hayretler içinde kaldılar. Cabbar Halis’le birlikte karakola götürülen heykel mahkumları oraya kendi istekleriyle girdiklerini, Cabbar beyin kendilerine açılan deliklerden su ve yiyecek verdiğini, böylesine yüce bir sanat için her türlü eziyete katlanacaklarını belirtince olay tatlıya bağlandı.
FGH - İstanbul
Depresyon Kitabı Toplatıldı
Depresyonla ilgili çözümler içeren “Siz ve Bin Yemişin Suyu” adlı kitabın sonunda, kapağın içinde özel bir mahfazaya yerleştirilmiş küçük silahlar bulununca eser piyasadan toplatıldı ve yayınevi hakkında, insanları intihara teşvik etmek suçundan tahkikat başlatıldı. Yazar B. Sur, “İnsanlar bu kitabı okuyup hâlâ sorunlarına bir çare bulamamışsa ölsünler daha iyi,” diyerek tüm ülkede yeni bir tartışmaya ön ayak oldu. Psikiyatrlar Birliği Başkanı Hamdi Ab ise bu isteme yanıt olarak, “Biz olaya başka bir açıdan bakıyoruz, kitap berbat, bu halde merak etmek de hakkımız, acaba yayınevi kendisine para öderken zarfa silah da koydu mu, çünkü kesinlikle kullanmalı. Belki kendisi depresyonda değil ama kötü bir yazar,” dedi. Yazar B. Sur ise sabaha karşı evinde ölü bulundu. Hamdi Ab bu gelişmeler üzerine tutuklanıp, intihara teşvik edici konuşma yapma suçuyla mahkemeye sevkedildi.
FGH - Ankara
Hazine Nerede?
Ellerindeki haritanın azizliğine uğrayıp şehir hatları vapurunun alt kısmında altın aramaya kalkan iki kafadar bir faciaya yol açtı. On kişi kayıp, hazine avcıları da dahil yedi kişi ölü ve sinir krizi geçiren elli yedi bin duyarlı kişi mevcut. Belediye ekiplerinin elli balık adam ve yetmiş levrek kullanarak gerçekleştirdiği özel operasyon sonucunda enkaz dışarı çıkarıldı ve vapuru batırıp kendileri de telef olan ikilinin elindeki harita da ele geçirildi. Hazinenin yerinin resmen vapur resmiyle temsil edildiği görülünce ise enkaz bir gün içinde yok oldu. Ertesi gün İngiltere’de British Museum’da sergilenmeye başlayan vapurla ilgili bilgilerin Ergenekon dinlemelerine takılıp Avrupalı makamlara aktarıldığı düşünülüyor.
FGH - İstanbul
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)