Rıhtımda durmuş manzaraya bakıyor, gizemli pozuyla elli metre kadar ötede oturan kızlara da havasını basıyordu Celal. Dönüp şöyle bir süzdü kızları. Sonra kaşını kaldırdı ve yine önüne dönecekken tüm havasını kaçıracak bir şey oluverdi bir anda. Pat diye bir martı boku inmişti suratının tam ortasına ve tabi kafasının üstüne de. Öfkeyle döndü o ve tükürükler saçarak bir küfür sallarken yukarıda uzaklaşan martıyı da görmüş oldu.
İşte o anda.
Haşırt diye durup yavaşça ona döndü martı.
Kızgınlığı geçmemişti Celal’in. “Sana dedim lan orospu çocuğu,” diye bağırdı yeniden.
Ama şimdi yavaş yavaş yaklaşıyor ve boynunu kıra kıra, gagasını oraya buraya savura savura çığlıklar atıyordu martı.
Bir daha küfür edecek oldu ama vazgeçti Celal. Tırsmıştı. Geriledi adım adım ve kızları falan takmadan birden kaçmaya başladı.
Martı da peşinden tabii...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder